20 Ekim 2011 Perşembe

Mutlu başlangıçlara...

Benim küçük manolyam, benim prensesim, benim kuzum, benim oyuncak bebeğim, benim sırdaşım, benim tatlı meleğim, benim varlığım, benim güzelim, benim canım KARDEŞİM gelin oldu. Hem de masal prenseslerini, cennet meleklerini kıskandıracak gibi.
Hafta sonu düğün bittiğinde dantelli, incili bembeyaz anı defterine bir şeyler yazmak istediysem de beceremedim. Duygularım öyle karmaşıktı ki, ne yazdığımı bile hatırlamıyorum. Halbuki neler vardı ona söylemek istediğim ama o beni anladı zaten. O benim içimden geçenleri hissetti, ona yazacağım tüm iyi dileklerimi yüreğimin defterinden okudu zaten. Kendimden biliyorum; o ne istese, ne dilese anlarım ben. Çok uzakta olsam da duyarım hep dileklerini, dua etse bir şey için ucuna kendimin de duasını bağlar isterim Tanrı'dan onun için. Çünkü bilirim budur kardeşlik.
Geri sayım, koşturmaca, alışveriş, misafir karşılama, hazırlıklar, zamanla yarışma, aksilikler, telaş, heyecan, endişe derken düğün günü geldi çattı. İnsan içindeyken saf gibi oluyor. Kendimin düğünümde hangi yöne çekilse savrulan bir ağaç gibiydim, yaprak az gelir. Öyle dallı budaklıydı ki her şey, kollara, dallara, yapraklara, çiçeklere ayrılmıştım. Üzerime tatlı sesli bir kuş konsa korkup savuruyordum üzerimden. O da öyleydi. Çok yoruldu, çok endişelendi, çok korktu ama her şey öyle güzeldi ki hepsine değerdi. Lale Devri zamanından kalma gibi bir mekanda Azra Akın Dünya Güzeli olduğu zaman üzerine giydiği kostümün birebir aynısıyla kınası yakıldı. Prensiyle Harmandalı oynadı, Mezdeke yaptı, göbekler attı, Yüksek Yüksek Tepelere diye bağırırken ben gözlerimin içine bakıp ağladı. Elimde kına tepsisiyle dönerken etrafında, oturduğu sandalyeden başını hafifçe kaldırıp bana baktı, yüzünde masumiyet, dudaklarının etrafını sarmalayan güzel bir tebessüm, gözlerinde hüzün... Hem ağlarım hem giderim bakışıydı bu.
Evimizde birlikte kaldığımız son gün yatağında sarıldım ona, başını göğsüme gömdüm, saçları kır çiçekleri gibi kokuyordu. Hep öyle kokar o, sarıldım sıkıca dua ettim çok mutlu olsun diye. Yarın yeni hayatına başlıyor lütfen Allah'ım; hani hep diyorduk ya "her şey çok güzel olacak" diye yarından sonra onun için öyle olsun. Çünkü öyle çok hak ediyor ki güzellikleri, mutluluğu... Biz ne fırtınaların, ne acıların içinden geçtik, umudumuzu hep yarına ektik. Artık mutlu olma vaktidir. Şimdi yüreği pır pır, mutluluğa açtığı yelkeni pırıl pırıl. Nikah defterini sallarken elinde gözlerinin içi öyle güzel ışıldıyordu ki...6 yıldır beklediği, istediği, sevdiği prensine kavuştu. Hep hayal ettiği gelinliğiyle kırmızı arabasına binip, hep hayalini kurduğu mutluluğa doğru süzüldü prensesim.
Allah mutluluklarını daim edip, yüzlerini hep güldürsün inşallah. Mutlu başlangıçlara,

2 yorum:

  1. İlk defa bir düğünü kaçırdığım için üzülüyorum, ne kadar da güzel olmuş canım benim, en kısa zamanda güzel evlerini ziyaret etmeliyim :)

    YanıtlaSil
  2. sahi neredeydin sen ya, orada olacaksın diye düşünüyordum:/ darısı başına güzelim, öpüyorum seni

    YanıtlaSil