7 Ekim 2011 Cuma

Acı bir aşkın filmografisi

Fırtınalı aşklar, platonik aşklar, kavga dövüş aşklar... Acıtan aşklar, yaralayan aşklar, çaresiz aşklar, umutsuz aşklar…. Ama bu anlatacağım hikâye hepsinden farklı! Ancak bir filmin konusu olacak cinsten hatta bana kalırsa son dönemde çekilen "Aşk Tesadüfleri Sever" filminin senaryosuna da çok benziyor.
Dünkü yazımda rahmetli Yılmaz Zafer’in adını anmışken bugün bir programda ismini duyunca irkildim. Perihan Savaş’tı konuşan. Konuysa bir süredir gündemi meşgul eden İbrahim Tatlıses’in şok evliliği ve ardından gelişen ucuz kadın kavgalarıydı. Ama benim asıl ilgilendiğim Yılmaz Zafer ile olan evliliğiydi, ondan bir çocuğu olduğunu bilmiyordum. Ona bakmak için araştırdığımda karşıma çıkan şey bambaşka bir aşk hikayesi oldu. İşte şimdi masal gibi okuyacağınız bu hikaye aslında aşkın ne kadar zor ve aynı zamanda ne kadar acımasız olduğunun bir örneği değil de nedir?
Perihan Savaş ortaokuldayken tiyatrolarda oynuyormuş ve okulda çok popülermiş. Bir üst sınıfta okuyan Yılmaz Zafer ise bu esmer güzeli genç kıza gizliden gizliye hayranmış. Fakat Perihan farkında bile değilmiş genç adamın. Dönemin şartları ve annesinin despot yapısı yüzünden 13 yaşında evlenen Perihan, daha sonra bunu şöyle açıklamış;“evlenirsem naylon çorap, topuklu ayakkabı giyebilirim, makyaj yapıp, arkadaşlarımla sokağa çıkabilirim diye evlenmeyi kabul etmiştim” Fakat asker eşi tiyatroyu kabullenmeyince boşanan Perihan o sırada hayatının aşkının ne kadar yakınında olduğunu bilmiyormuş. Çünkü o dönemde sırf Perihan tiyatroda diye Yılmaz Zafer de Fatih Halkevi’nde tiyatroya başlamış ama kader onları yine bir araya getirememiş çünkü Yılmaz tiyatroya başlayınca Perihan oradan ayrılmış. 71 yılında kameralar karşısına geçen Perihan kısa sürede başrol oyunculuğuna yükselip Yeşilçam’da 100’ün üzerinde filmde oynamış hatta bir dönem şarkıcılık bile yapmış.
Yılmaz aynı dönemlerde Şehir Tiyatroları’na geçse de Perihan’la bir türlü karşılaşamamış. 1983 yılında aşkından vazgeçip Gülriz Sururi-Engin Cezzar Tiyatrosu’nda tanıştığı Tiraje Sayılgan’la çıktığı mavi yolculukta evlenmeye karar verdiyse de nikah denizde kıyıldığından geçersiz sayılmış. Sinemaya adım atan Yılmaz, 80’lere damgasını vuran birçok Türk filminde önemli roller üstlenmiş. Tam bu dönemde Perihan’ın İbrahim Tatlıses’ten Melek Zübeyde isimli bir kızı olmuş fakat ilişkileri çok uzun sürmemiş. İbrahim Tatlıses tarafından kaçırılıp yedi saat boyunca dövüldüğü ve hatta Tatlıses’in ruh hastası olduğunu iddia ederek ayrılmış. Ayrıldıkları yıl Perihan’la Yılmaz’ın yolları ortaokuldan beri ilk defa nihayet kesişmiş. Sanatçıların müdavimi olduğu Ziya Bar’da Perihan, etrafında pervane olan Yılmaz’ı pek de umursamamış. Fakat umudu kesmeyen Yılmaz’ın talihi bundan bir yıl sonra dönmüş. Şans bu ya, ismi de hikayelerine benzeyen“Bir Daha Umut” filminde başrol paylaşmışlar. Sete hergün çiçekler götüren Yılmaz, bir gün cesaretini toplayıp “Benimle evlenir misin?” demiş, araba kullanan Perihan şaşkınlıktan kaldırıma çıkmış.
87’de evlenen çift hem aşkta hem sinemada kariyerlerinin zirvesindeyken kendi şirketlerini (Yönetim Film ve Reklamcılık) kurmuşlar. Her şey son derece güzel giderken 94 yılında ani bir kalp krizi geçiren Yılmaz, sağlığına bir daha kavuşamamış.
Tam bu dönemde bir oğulları olduysa da babasını hiç tanıyamamış çocuk. Çünkü iki kez kalp krizi geçiren Yılmaz kalpten kurtulsa da beynine oksijen gitmediği için Yılmaz’ın beyni ağır hasar görmüş. Perihan kocasına bir çocuğa bakar gibi bakmış, onu yaşama döndürmek için çok mücadele etmiş fakat maalesef başarılı olamamış. Geç bulup erken kaybettiği aşkına ve ancak bir iki ay görebildiği oğluna veda edip, 95 yılında yaşama gözlerini yumdu Yılmaz Zafer. Ömrünün en güzel günlerinde, hayatının aşkına kavuşmuşken ve üstüne üstlük tam baba olmuş, babalık duygusunu doya doya yaşayacakken, kariyerinin zirvesindeyken, henüz 38 yaşındayken(!) göçüp giden Yılmaz Zafer’i rahmetle, sevgiyle, hüzünle ama en çok da büyük aşkına saygıyla anıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder